Kırışıklık Nedir?
Kırışıklık, cildin yüzeyinde meydana gelen çizgi, çukur veya kıvrımlar olarak tanımlanır. Bu oluşumlar genellikle cildin yaşlanması, elastikiyetinin azalması, çevresel faktörlere maruz kalma ve genetik etmenlerle ilişkilidir. Kırışıklıklar, cildin üst tabakasında ve dermis adı verilen deri tabakasında meydana gelen değişiklikler sonucunda ortaya çıkar. Bu nedenle kırışıklıkların önüne geçmek için geçmişte yapılan çalışmalar sonucu bazı dermatolojik yöntemler ortaya çıkmıştır. Günümüzde daha berrak bir tene sahip olmak ve sağlıklı bir cilde sahip olmak için kırışıklık giderici tedaviler uygulanmaktadır. Kırışıklık tedavisinde kullanılan yöntemler genel olarak mimiklerin neden olduğu kırışıklıkların engellenmesiyle yapılmaktadır.
Kırışıkları tamamıyla engellemek mümkün olmasa da kırışıklık görünümünü azaltmak veya kırışıkların oluşumunu geciktirmek ve cilde pürüzsüz bir görünüm kazandırmak mümkündür. Günümüzde pek çok anti-aging uygulama bulunmaktadır. Birçoğu hafif ve yeni oluşmakta olan kırışıklara iyi gelirken birçoğu da yoğun görünümlü ve yerleşmiş kırışıklıklarda etkilidir.
Kırışıklık Neden Oluşur?
Kırışıklıklar, birkaç faktörün birleşimi sonucu ortaya çıkan cilt değişiklikleridir. Bu faktörler genellikle genetik, çevresel ve yaşa bağlı olarak sınıflandırılabilir. İşte kırışıklıkların oluşumunu etkileyen ana nedenler:
Yaşlanma: Yaşlanma, kırışıklıkların en temel nedenidir. Yaş ilerledikçe, cildin doğal olarak kollajen ve elastin üretimi azalır. Bu proteinler cildin sıkılığını ve esnekliğini sağlar. Ayrıca, hücre yenilenme süreci yavaşlar, cildin daha ince ve kırışık hale gelmesine neden olur.
Güneş Işığının Etkisi: Uzun süreli güneşe maruz kalmak, cildin erken yaşlanmasına ve kırışıklıkların oluşmasına katkıda bulunabilir. Güneş ışınları, cildin kolajen ve elastin liflerini bozar, serbest radikal üretimini artırır ve cildin nemini azaltabilir.
Serbest Radikaller: Serbest radikaller, çevresel faktörlerden (örneğin, güneş ışığı, hava kirliliği) kaynaklanan oksidatif stresin bir sonucudur. Bu serbest radikaller, cildin hücresel bileşenlerini hasara uğratarak kırışıklıkların oluşumunu hızlandırabilir.
Sigara İçmek: Sigara içmek, cildin erken yaşlanmasına ve kırışıklıkların oluşumuna katkıda bulunabilir. Sigara içmek, ciltteki kan akışını azaltabilir, cildin oksijen ve besin almasını engelleyebilir ve kollajen üretimini bozabilir.
Yüz Mimikleri: Yüzde sık sık tekrarlanan ifadeler, zamanla cildin belirli bölgelerinde kırışıklıkların oluşmasına neden olabilir. Özellikle alın çizgileri, kaş arası çizgiler ve göz çevresindeki kırışıklıklar bu tür mimiklerle ilişkilidir.
Genetik Faktörler: Genetik yapı, bir kişinin cilt tipini, kollajen üretimini ve yaşlanma sürecini etkiler. Ailede kırışıklıklara eğilim varsa, bireyin de benzer eğilim gösterme olasılığı yüksektir.
Cilt Bakımı ve Beslenme: Sağlıklı beslenme alışkanlıkları ve düzenli cilt bakımı, cildin genel sağlığını etkiler. Yetersiz beslenme, cildin ihtiyaç duyduğu vitamin, mineral ve antioksidanları alamamasına neden olabilir, bu da kırışıklıkların oluşumunu hızlandırabilir.
Hormonal Değişiklikler: Hormonal değişiklikler, özellikle menopoz döneminde, ciltteki kollajen üretimini azaltabilir ve kırışıklıkların oluşumunu hızlandırabilir.
Kırışıklık Belirtileri Nelerdir?
Kırışıklıkların belirtileri genellikle cildin dokusunda ve görünümünde meydana gelen değişikliklerle ortaya çıkar. Bu belirtiler zamanla gelişebilir ve genellikle yaşlanma süreciyle birlikte artar. İşte kırışıklıkların belirtileri:
İnce Çizgiler: Cildin yüzeyinde beliren ince çizgiler, genellikle ilk kırışıklık belirtileridir. Bu çizgiler genellikle göz çevresinde, alında ve ağız çevresinde görülür.
Derin Çizgiler ve Kırışıklıklar: Zamanla, ince çizgiler derinleşebilir ve daha belirgin hale gelebilir. Derin çizgiler genellikle yüz mimikleri, güneşe maruz kalma ve genetik faktörlere bağlı olarak oluşabilir.
Alın Çizgileri: Alın bölgesindeki yatay çizgiler, sık sık kaş kaldırma veya diğer ifadelerle tekrarlanan yüz hareketleri sonucu oluşabilir.
Göz Çevresindeki Çizgiler: Göz çevresindeki çizgiler genellikle “kaz ayakları” olarak adlandırılır ve güneşe maruz kalmak, yaşlanma ve yüz mimikleriyle ilişkilidir. Özellikle göz çevresi kırışıklıkları en çok göze takılan ve rahatsızlık verici olanlardır. Göz çevresi kırışıklıkları olanlar bu soruna bir an önce çözüm bulmak isterler.
Nasolabial Katlar: Burun kenarından ağız köşesine uzanan çizgiler, nasolabial katlar olarak adlandırılır. Bu çizgiler yaşlanma sürecinde ve cilt elastikiyetinin kaybı ile daha belirgin hale gelebilir.
Dudak Çevresindeki Kırışıklıklar: Dudakların etrafındaki çizgiler, sigara içme, güneşe maruz kalma ve genetik faktörlere bağlı olarak oluşabilir.
Cilt Sallantısı: Kırışıklıkların artmasıyla birlikte cildin elastikiyet kaybı, cildin sallantılı veya sarkık görünmesine neden olabilir.
Cilt Kuruluğu ve Matlık: Kırışıklıklar genellikle cildin nem kaybetmesiyle ilişkilidir. Kuruluk ve mat bir cilt görünümü, yaşlanma sürecinin bir belirtisi olabilir.
Kollajen ve Elastin Kaybı: Kırışıklıkların altında, ciltteki kollajen ve elastin kaybına bağlı olarak cildin esnekliğinin azalması yatar. Bu, cildin daha ince ve kırışık hale gelmesine neden olabilir.
Güneş Lekeleri ve Pigment Değişiklikleri: Güneş hasarı, ciltte lekelerin ve renk değişikliklerinin oluşmasına katkıda bulunabilir, bu da kırışıklıkların daha belirgin görünmesine neden olabilir.
Kırışıklık Nasıl Tedavi Edilir?
Öncelikli olarak kişinin yüz anatomisi çıkarılır ve kişinin cildindeki kırışıklıklarının ne tür bir tedaviye ihtiyacı olduğu tespit edilir. Sonrasında ise belirli seans aralıkları ile gerekli olan tedavi uygulanır.
Kullanılan tedavi yöntemleri ciltteki elastin ve kolajen üretimini artırmaya yönelik uygulamalardır. Canlı, parlak ve pürüzsüz bir cilt görünümüne ulaşmak için kullanılan tedavi yöntemleri olumlu yönde fayda sağlamaktadır.
Kırışıklık Tedavisi Yöntemleri


Dolgu Uygulamaları
İlerleyen yaş ile birlikte yüz bölgesinin özellikle bazı bölgelerinde sarkma ve çökmeler meydana gelmektedir. Sarkık ve çökük görünümlü olan bölgeler dolgu enjeksiyonu desteklenebilmektedir. Özellikle şakak, yanak ve çene dolgusu genç görünümü en fazla destekleyen dolgu uygulamalarından olmaktadır. Hyaluronik asit, kalsiyum hidroksiapatit ve poli-L-laktik asit gibi maddeler içerebilirler.
Yaşlanma sürecinde şakak bölgesi hacim kaybetmektedir. Şakaklar aşağıya inerken, bu etki yüzün üst kısmını gözle görülür bir şekilde daralma ve kaşların çökmesine sebep olmaktadır.
Şakak dolgusu ile şakaklardaki boş alanlar ve desteksiz alanlar desteklenir böylelikle çökmüş olan kaş görüntüsünün önüne geçilir ve daha dinç ve genç bir yüz görünümü elde edilir. Yanak ve çene dolgusu işlemlerinde de desteğini kaybetmiş ve sarkmış olan deriye enjeksiyon yaparak sarkmış bölgelerin desteklenmesi ve şekillenmesi sağlanır.
Botulinum Toxin (Botoks) Enjeksiyonları
Botoks, kasları geçici olarak felç eden bir toksindir. Yüzdeki kırışıklıkları düzeltmek amacıyla özellikle alın çizgileri, kaş arası çizgiler ve göz çevresindeki kırışıklıkların tedavisinde kullanılır. Botoks enjeksiyonları, mimik kaslarına doğrudan uygulanarak kırışıklıkların görünümünü azaltır.
Yüz Mezoterapisi
Yüz mezoterapisi işlemi, cilt gençleştirme yöntemlerinde kullanılan en etkili yöntemlerden biridir. Yüz mezoterapisi işlemi yüz ve boyun çevresindeki ince çizgilerin giderilmesi ve cildin genel olarak gençliğinin artırılması faydalarını sağlamaktadır. Yaşlanma ile birlikte yüz bölgesinde deformasyonlar meydana gelmektedir.
Bu deformasyonlar destek dokularının azalmasına bağlı olarak kırışıklık, çökme ve sarkmalar olarak kendini gösterebildiği gibi mimiklere bağlı olarakta kırışıklıklar ortaya çıkabilmektedir.
Yaş alınması ve çevresel etkenler sebebiyle yüzde oluşmuş deformasyonların giderilmesi amacıyla yüz, boyun ve dekolte bölgesine mezoterapi uygulaması yapılmaktadır.
Cildin vitamin ve mineral ihtiyacının karşılanması, bozulmuş kan dolaşımın düzeltilmesi, azalan destek dokuların yerine konması amacıyla; en etkili yöntem olarak yüz mezoterapisi uygulamasına başvurulmaktadır. Yüz Mezoterapisi işlemi 2 hafta aralıklarla 4-8 seans olarak uygulanmaktadır.
Örümcek Ağı Tedavisi
Örümcek ağı tedavisi en etkili ve en hızlı sonuç gösteren ameliyatsız yüz germe işlemlerinden biridir. Örümcek ağı uygulaması, medikal iplerin kırışıklıkların meydana geldiği bölgelere hafif hareketlerle yerleştirilmesiyle yüzün gerdirilmesi esasına dayanmaktadır.
Yüze yerleştirilen medikal ipler kendiliğinden zamanla erime özelliğine sahiptir. Örümcek ağı cilt yenileme tedavisi tüm yüz, boyun ve dekolte bölgelerinde uygulanabilmektedir. Tedavi sonrasında ciltte kırışıklıklarda gözle görülür azalama yaşanır ve cilt parlak, canlı, sağlıklı ve genç bir görünüme kavuşur.
Günümüzde cerrahi uygulamalardan ziyade daha kolay uygulanabilir ameliyatsız yöntemler tercih edilmektedir. Günümüz teknolojileri ile cerrahi yöntemlere başvurulmadan da oldukça etkili sonuçlara varılabilmektedir.
Fraksiyonel Radyofrekans
İlerleyen yaş, mevsimsel faktörler, hava kirliliği, çeşitli kozmetik kimyasallar ve zorlu yaşam koşullarından olumsuz etkilenen cilt, diğer organlardan daha hızlı yıpranmaktadır. Sağlıklı ve genç bir görünüm kazandırmada kullanılan lazer uygulamalarında, özellikle son yıllarda fraksiyonel radyofrekans uygulaması ön plana çıkmaktadır.
Cildin yüzeyine etki etmeden direkt olarak cilt altına etki eden fraksiyonel radyofrekans işlemi, cildin parlak, gergin ve sağlıklı olmasını sağlamakta dolayısıyla genç bir görünüm kazandırmaktadır.
Radyofrekans uygulaması ilk seanstan itibaren etkileri göstermeye başlamakta ve işlem sonrasında da onarıcı etkilerine devam etmektedir.
En etkili ameliyatsız yüz germe işlemlerinden biri olan fraksiyonel radyofrekans uygulaması cildin ihtiyacına göre en az 3 en fazla 8 seans olarak uygulanmaktadır.
Somon DNA Aşısı
Somon DNA aşı tedavisi, ciltte yenilenme sağlayan, etkinliği kanıtlanmış bir tedavi yöntemidir. Somon DNA aşısı, somon balığından elde edilen polinükleotidlerden oluşmaktadır. Bu polinükleotidler cildin yenilenmesini ve yeniden yapılandırılmasını sağlamaktadır.
Somon DNA aşısı cilt yapısını desteklemekte ve güçlendirmektedir ve cildin nem dengesinin düzenlenmesini sağlamaktadır. Bunun yanı sıra kollajen ve elastin yapımını uyararak cildin sıkılığını, elastikiyetini ve parlaklığını arttırmaktadır.
Somon DNA aşı tedavisi cildi, güneşin zararlı etkilerine karşı cildi korurken, cilde pürüzsüz, canlı, genç ve sağlıklı bir görünüm kazandırmaktadır. Somon DNA aşısı göz çevresi başta olmak üzere tüm yüz, boyun, dekolte bölgelerinde uygulanabilmektedir. Somon DNA tedavisi 1 ila 3 hafta aralıklarla uygulanmakta ve 2-4 seans sürmektedir.
Güzelliğinizi ve özgüveninizi yeniden keşfetmek için plastik cerrahi bölümümüz sizleri bekliyor. Deneyimli uzmanlarımız, yüz ve vücut estetiği, cilt yenileme ve rekonstrüktif cerrahi alanlarında en son teknolojilerle hizmet veriyor.
21 Mayıs 2024 tarihinde Hüma Hastanesi tarafından düzenlendi.