Çocuklarda Böbrek Çıkım Darlığı Nedir, Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Böbrek çıkım darlığı, çocuklarda en sık görülen doğumsal böbrek anomalilerinden biridir ve erken teşhis edilmediğinde çok ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. 

Böbrek kanalı darlığı, idrarın böbrekten mesaneye akışını engelleyen bir durumdur. Bu daralma, böbreklerin normal işlevini etkileyebilir ve tedavi edilmediğinde kalıcı hasara neden olabilir. Bu nedenle teşhis sürecinin ardından tedavi planının oluşturulması önemlidir.

Çocuklarda Böbrek Çıkım Darlığı Nedir

Tıbbi literatürde üreteropelvik darlık (UP darlık) olarak da adlandırılan böbrek çıkım darlığı, her 1500 doğumda bir görülen önemli bir ürolojik problemdir. Bu rahatsızlık, böbrekte üretilen idrarın mesaneye ulaşamamasıyla meydana gelir ve erkek çocuklarda daha sık rastlanır.

Böbrek çıkım darlığı problemi, böbreklerde üretilen idrarın mesaneye ulaşmasını engelleyen yapısal bir sorundur. Bu durum, böbrek havuzu ile üreterin (idrar kanalının) birleştiği noktada meydana gelen bir daralma veya tıkanıklık sonucu oluşur. İdrar, böbrek havuzu adı verilen bölgede toplanır ve normalde üreter aracılığıyla mesaneye taşınır. Ancak bu darlık durumunda, idrarın normal akışı engellenir ve böbrekte birikmeye başlar.

Böbrek fonksiyonları üzerindeki etkileri oldukça önemli olan bu sağlık probleminde, darlık nedeniyle biriken idrar, zamanla böbrek havuzu ve kanallarda genişlemeye yol açar. Bu durum tedavi edilmediğinde veya geciktirildiğinde, böbrek fonksiyonlarında ciddi azalma ve hatta tamamen kayıp riski ortaya çıkabilir.

Genellikle doğumsal bir problem olarak karşımıza çıkan böbrek çıkım darlığı, ve anne karnında yapılan ultrasonografi kontrolleri sırasında tespit edilebilir. Darlığın yukarısında kalan kanalın genişlemesi, ileri derecede seyreden vakalarda aşağıdaki gibi ciddi sorunlara yol açabilir:

  • Böbrekte fonksiyon kaybı
  • Taş oluşumu
  • İdrar yolu enfeksiyonları
  • Böbrekte şişme (hidronefroz)
Bobrek Cikim Darligi Nedenleri

Çocuklarda Böbrek Çıkım Darlığı Nedenleri

Çocuklarda görülen böbrek çıkım darlığının nedenleri çeşitlilik gösterebilir. Uzmanlar, bu rahatsızlığın tam nedeni konusunda kesin bir fikir birliğine varamamış olsalar da, birkaç önemli faktör öne çıkar.

Doğumsal Nedenler

Böbrek çıkım darlığının en yaygın nedeni, anne karnında böbreğin gelişimi sırasında meydana gelen yapısal bozukluklardır. Bu dönemde böbrek ve idrar kanalı arasındaki kas yapısının tam olarak gelişememesi, darlığa yol açabilmektedir.

Anatomik Faktörler

Böbrekteki damarların konumlanması da bu sağlık probleminin ortaya çıkmasında önemli bir etken olabilir. Bazen böbrek damarlarından biri, normal konumundan farklı bir yerde bulunarak idrar kanalına baskı yapabilir ve darlığa neden olabilir.

Çocuklarda böbrek çıkım darlığının diğer önemli nedenleri şu şekilde sıralanabilir:

  • Böbreklerin alt kısmında taş birikmesi ve idrar kanalını tıkaması
  • Böbrek enfeksiyonları sonucu oluşan hasarlar
  • İdrar kanalının böbreğe normalden daha yukarı bir bölgeden bağlanması
  • Daha önce geçirilen tedaviler sonucu oluşan skar dokusu

Daha büyük yaştaki çocuklarda ve gençlerde, darlık genellikle sonradan gelişen faktörlere bağlı olarak ortaya çıkar. Özellikle üreteropelvik bileşke bölgesinde oluşan enfeksiyonlar veya taş oluşumu, zamanla bu bölgede skar dokusunun gelişmesine ve darlığa neden olabilir.

Çocuklarda Böbrek Çıkım Darlığının Belirtileri

Böbrek çıkım darlığının belirtileri, bebeklik döneminden itibaren çeşitli şekillerde ortaya çıkabilir. Bazı vakalarda hastalık hiç belirti vermezken, bazı çocuklarda birden fazla semptom bir arada görülebilir.

Çocuklarda böbrek çıkım darlığı probleminin temel fiziksel belirtileri şu şekildedir:

  • Böbreklerde şişme (hidronefroz)
  • Dışarıdan görülebilen karın şişliği
  • Kasık ve yan bölgede ağrı
  • Bulantı ve kusma
  • Bel ve sırt bölgesinde şiddetli ağrı

İdrar yollarıyla ilgili belirtiler özellikle dikkat edilmesi gereken durumlardır. Çocuklarda idrarda kan görülmesi (hematüri), idrar renginde değişiklikler ve idrar yolu enfeksiyonları sık karşılaşılan problemlerdir. Özellikle tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları, böbrek çıkım darlığının önemli bir göstergesi olabilir.

Bu rahatsızlık anne karnında bebeğin ultrason kontrollerinde tespit edilebilir. Hamilelik sürecinde yapılan rutin kontrollerde, bebeğin böbreklerinde şişme ve büyüme görülebilir. Ayrıca, bebeğin normal gelişim sürecinden daha yavaş ilerlemesi de önemli bir uyarı işareti olabilir.

İdrar kanalının normalden dar olması sonucu böbreklere yapılan basınç, zamanla çeşitli ağrılara neden olabilir. Bu durum özellikle kasıklarda şiddetli ağrı şeklinde kendini gösterir. Bazı çocuklarda sürekli idrara çıkma hissi ve idrar tutamama sorunları da görülebilir.

Ebeveynlerin bu belirtilerden bir veya birkaçını çocuklarında gözlemlemeleri durumunda, vakit kaybetmeden bir çocuk ürolojisi uzmanına başvurmaları önemlidir. Erken teşhis ve müdahale, böbrek fonksiyonlarının korunması açısından kritik öneme sahiptir.

Çocuklarda Böbrek Çıkım Darlığı Tanı Yöntemleri

Modern tıbbi teknolojiler, böbrek çıkım darlığının teşhisinde çeşitli imkanlar sunarak teşhis sürecini kolaylaştırır. Tanı süreci genellikle anne karnında başlar ve doğum sonrasında detaylı tetkiklerle devam eder.

Çocuklarda böbrek çıkım darlığının temel tanı yöntemleri şu şekildedir:

  • Ultrasonografi (USG): Böbrek boyutları, havuzcuk çapı ve böbreğin etli kısmının kalınlığını değerlendirir
  • MAG-3 Böbrek Sintigrafisi: Böbreğin kanlanma ve idrar iletme yeteneğini ölçer
  • İşeme Sistoüretrogramı: Mesane ve üretranın yapısını inceler
  • Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG): İyonize radyasyon kullanmadan detaylı görüntü sağlar

Tanı sürecinde önemli olan nokta, bebeğin üç aylık olana kadar nükleer tıp tetkikleri için bekletilmesidir. Bu süre, böbreğin fonksiyonlarının daha doğru değerlendirilmesini sağlar.

Ultrason kontrollerinde tespit edilen böbrek büyümesi (prenatal hidronefroz), bu rahatsızlığın en sık görülen belirtisidir. Anne karnında yapılan rutin kontroller sırasında, gelişme geriliği veya böbreğin normalden büyük olması durumunda böbrek çıkım darlığından şüphelenilir.

Uzmanlar, tanı sürecinde hastanın tıbbi geçmişini ve fiziksel muayene bulgularını da değerlendirir. Özellikle kanlı idrar veya tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları gibi şikayetler önemli ipuçları sağlar.

Sık idrar yolu enfeksiyonu geçiren veya böbrek fonksiyonları düşük olan çocuklarda, erken cerrahi müdahale gerekebilir. Bu nedenle, tanı sürecinin hızlı ve doğru bir şekilde tamamlanması kritik önem taşır.

Bobrek Cikim Darligi Tedavi Secenekleri

Böbrek Çıkım Darlığı Tedavi Seçenekleri

Tedavi yaklaşımı, her çocuğun durumuna göre kişiselleştirilir ve özel olarak planlanır. Uzmanlar, böbrek çıkım darlığının tedavisinde hastanın yaşı, belirtilerin şiddeti ve böbrek fonksiyonlarını göz önünde bulundurarak en uygun yöntemi belirler.

Konservatif Tedavi

Hafif vakalarda, özellikle belirtilerin minimal olduğu durumlarda, konservatif yaklaşım tercih edilir. Bu süreçte çocuk düzenli kontroller ile takip edilir ve koruyucu antibiyotik tedavisi uygulanabilir. Bazı vakalarda, çocuk büyüdükçe üreterdeki genişlemeler kendiliğinden düzelebilmektedir. 

Cerrahi Tedavi Seçenekleri

  • Açık Cerrahi (Piyeloplasti): Geleneksel yöntemde, dar ve kusurlu yapı çıkarılarak sağlıklı dokular birbirine birleştirilir. Ameliyat sonrası iyileşme sürecinde, 3-4 hafta boyunca idrar akışını sağlamak için özel bir tüp kullanılır.
  • Laparoskopik Cerrahi: Bu minimal invaziv yaklaşımda, karın duvarında açılan 3-4 küçük delikten yerleştirilen kamera ve aletlerle operasyon gerçekleştirilir. Bu yöntem, daha az ağrı ve daha kısa hastanede kalış süresi sağlar.
  • Robotik Cerrahi: Son yıllarda tercih edilen bu modern teknik, çocukların daha hızlı iyileşmesini sağlar ve komplikasyon riskleri minimumdur.

Cerrahi müdahalenin başarı oranı oldukça yüksektir. Uzman ellerde gerçekleştirilen operasyonlarda başarı oranı %90’ın üzerindedir. Ameliyat sonrası hastalar genellikle bir gece hastanede kalır ve kısa sürede normal hayatlarına dönebilirler.

Tedavi Zamanlaması

Özellikle böbrek fonksiyonları düşük olan veya sık idrar yolu enfeksiyonu geçiren çocuklarda, cerrahi müdahalenin erken yapılması önemlidir. Ancak asemptomatik ve hafif vakalarda, düzenli takip ile cerrahi müdahaleden kaçınılabilir.

Tedavi sonrası uzun dönem sonuçları genellikle olumludur. Bununla birlikte, yenidoğan döneminden itibaren böbreği hasarlanan veya geç tanı alan hastalarda, ciddi böbrek işlev bozukluğu gelişebilir. Bu nedenle erken tanı ve uygun tedavi yaklaşımı, böbrek fonksiyonlarının korunması açısından kritik önem taşır.

10 Şubat 2025 tarihinde Hüma Hastanesi tarafından düzenlendi.