Çocuklarımız ve Deprem

6 Şubat sabahı ülkemizin birçok ilini doğrudan etkileyen, çok sayıda insanımızı

yitirdiğimiz bir güne uyandık. Bu ağır travmanın elbette toplumsal ve bireysel etkileri

olmuştur. Birebir depremi yaşamasak bile hepimiz bu felaketin acısını yüreğimizde

hissetmekteyiz. Doğal olarak çocuklarımız da bu travmadan nasibini aldı.

Çocuklar olaylara;

-yaşları,

-daha önceki yaşantıları,

-çevrelerindeki yetişkinlerin bu tür kaygı verici durumlar karşısındaki davranışlarına bağlı olarak farklı tepkiler verebilirler. Çocukların kendileri ve aileleriyle ilgili belirsizlik, gelecekle ilgili endişe ve korkular güvenlik duygularını sarsabilir.

Okul öncesi çağdaki çocuklar, kaygı verici olaylar karşısında daha küçük yaşa ait

özellikler gösterebilir. Örneğin; anneden ayrılamama, yeme problemleri, alt ıslatma,

parmak emme, uyku sorunları gibi belirtilere rastlanabilir.

Daha büyük yaştaki çocuklarda ise yine ayrılık kaygısı, kabus görme, dikkat

sorunları, iletişimden kaçınma ya da okulla ilgili başka sıkıntılar gözlenebilir.

Çocuklar bu tür travmalar sonrasında yetişkinler gibi bir kaç hafta boyunca çok

yoğun duygular yaşayabilir. Bunu da alışılmışın dışında farklı davranışlarla ortaya

koyabilirler. Zamanla bu belirtilerin yoğunluğunun giderek azalması ve normale

dönmesi beklenir. Bu süreçte biz yetişkinlerin çocuklara destek olması büyük önem

taşır.

Bu Süreçte Çocuklarımız İçin Neler Yapabiliriz?

Yaşamınızdaki Rutin Akışı Sürdürün.

Yaşamdaki rutinler ve neler olacağını bilmek çocukların en temel duygusu olan

güven hissetmesini sağlar. Alışık olduğu düzende değişiklikler olması çocuklar için

huzursuzluk yaratabilir. Bu nedenle yemek saatleri, uyku saatleri, oyun zamanları

her zamanki zaman aralığında olmalı, büyük değişimlerin olmamasına özen

gösterilmelidir.

İzlediklerini Kontrol Altında Tutun.

Çocukların ekran aracılığıyla (televizyon, telefon, bilgisayar, tablet vs) depreme

ilişkin görüntüleri izlemesi engellenmelidir. Yaşına uygun olmayan görüntülere

maruz kalabileceği gibi bunları anlamlandıramayacağı için korku ve kaygı

yaşayabilir.

Çevresindeki Konuşmaları İzleyin.

Gerek yüz yüze gerekse telefonla yapılan konuşmalarda yetişkinlerin depremle ilgili

anlattıkları çocuklar için riskli olabilir. Yine kendilerinden daha büyük

çocukların konuşmaları da bazen küçük çocuklar için ürkütücü olabilir. Çocuklar

duyduklarını yanlış yorumlayabilir ve anlamlandıramadıkları şeyler hakkında

gereksiz yere dehşete kapılabilirler.

Kendi Davranışlarınızı Kontrol Edin.

Çocuklar anne-babalarının olaylara verdiği tepkileri de örnek alır. Bu ağır felaketi

yok saymak, hiç yaşanmamış gibi davranmak doğal bir yaklaşım olmaz elbette.

Ancak anne babaların yaşadıkları yoğun duygulara dikkat etmesi, çocukların

yanında kaygı, üzüntü, endişe gibi duygularını sakince ve uygun yolla ifade etmesi

onlar için doğru rol model oluşturacaktır.

Deprem Hakkında Konuşmak İçin Ortam Hazırlayın.

Çocuklara, konuyla ilgili soru sormaları ve kaygılarını ifade etmeleri için ortam

sağlanmalıdır. Çocuklar soru sorduklarında üzülmesini engellemek için

susturulmamalı ya da “boş ver sen bunları düşünme” gibi yanıtlar verilmemelidir.

Soru sorduğunda eleştirilmeden yanıt alacağından emin olmalıdır.

Çocuk soru sorduğunda öncelikle soru ile ilgili ne bildiği öğrenilmelidir. Sorusunun

tam olarak ne olduğu, neyi öğrenmek istediği net olarak anlaşılmadan yanıtlamak

için acele edilmemelidir. Bazen çocuklar çok basit bir şeyi merak ettiği halde tam

olarak ifade edemediği için yetişkin tarafından gereksiz bilgilere maruz bırakılabilir.

Soruları kısa, net ve doğru şekilde cevaplanmalıdır.

Duyduğu yanlış bilgiler sakince, eleştirilmeden düzeltilmelidir. Aynı zamanda

çocuğun fikir ve görüşleri de sorulmalıdır.

Oyun Oynamasını Destekleyin.

Çocuklar yaşamlarındaki kaygıları, sorunları çözmek üzere oyun oynarlar. Onların

depremi çağrıştıracak oyuncaklar tercih etmesine, bu tür oyunlar oynamasına izin

verilmelidir. Duygularını resimle, hamur/çamurla ifade etmesi kaygısını azaltmasına

yardım eder. Birlikte şarkı söylemek, hayal kurmak, kitap okuyup yorumlamak,

fiziksel aktivitelerde bulunmak, nefes egzersizleri yapmak kaygısını azaltmasına

yardımcı olacaktır.

Depremle ilgili resim yapıp, kağıdı buruşturmak, atıp fırlatmak, üstüne basmak,

yırtmak, çöp kutusuna atmak çocuğa iyi hissettirebilir. Böyle davrandığında engel

olmak yerine ona eşlik edilebilir.

Akranlarıyla birlikte olmalarına ortam hazırlamalı ve mutlaka günlük olarak açık

havada fiziksel aktiviteler yapması sağlanmalıdır.

Fiziksel Olarak Yanında Olduğunuzu Hissettirin.

Sakin ve huzurlu bir ortam hazırlayarak birlikte hoşlandığı aktiviteler yapmanız

çocuğunuzu daha rahat ve güvende hissettirecektir. İhtiyaç hissediyorsa, fiziksel

temas, isterse sırtını vb. kaşımak, okşamak gibi uyku rutinlerini sürdürmek, bir süre

birlikte uyumak, uyku vaktinde sohbet etmek, masal anlatmak gibi aktiviteler

çocuğun normale dönmesini kolaylaştıracaktır.

Güven Duygusunu Destekleyin.

Eğer bulunduğunuz şehirde sarsıntı hissedilmesi söz konusu ise; çocuğa böyle bir

durumun olabileceğini, bunun normal olduğunu ama evinizin güvenli olduğunu ve

bu durumun beklendik olduğunu anlatınız. Yaşına uygun bilimsel kitaplar

aracılığıyla deprem hakkında bilgilendirilebilir.

Oyun şeklinde güvenli üçgen oluşturma örneği vererek birlikte cenin pozisyonu

denemeleri yaparak, yapması gerekeni gösterip bunu düzenli aralıklarla

tekrarlamalıdır. Yapabileceği önlemler olduğunu bilmek, çocuğun durumla ilgili

kontrole sahip olduğunu hissettirdiği için endişelerinin azalmasına yardımcı

olacaktır.

Çocuk kaygılarını dile getirdiğinde; duygusunu sözel olarak ifade edip, “evet

korkmakta haklısın, ben de korktum/korkuyorum ama bak ne güzel birlikte sohbet

ediyoruz şu anda” diyerek dikkatini tekrar birlikte yaptığınız etkinliğe çekebilirsiniz.

Bazen çocuklar kaygılarını, korkularını sürekli olarak aynı soruyu sorarak dile

getirebilirler. Bu durumda ona dokunarak, şefkatle ve net bir şekilde aynı yanıtları

vererek sakinleştirmeye çalışılmalıdır. Bazen de hiç konuşmak istemeyebilir. Bu

durumda da konuşmaya zorlanmamalıdır.

Gerektiğinde Profesyonel Yardım Alın.

Eğer çocuğun duygusal tepkileri, davranış değişiklikleri azalmak yerine artıyor ve

4-6 haftadan fazla uzun süre devam ediyorsa bir ruh sağlığı uzmanından destek

alınmalıdır.

Değerli ebeveynler, çocuklarınızı en iyi siz tanıyorsunuz. Bu süreçte onları yakından

izleyerek ve ihtiyaçlarını fark edip destek olarak doğal yaşamlarına dönmelerini

kolaylaştırabilirsiniz.

Yaşadığımız bu büyük acının üstesinden hep birlikte geleceğimize inanın ve bunu

çocuklarınıza sık sık tekrarlayın.

2 Kasım 2023 tarihinde Hüma Hastanesi tarafından düzenlendi.